top of page
Search

Zehirli İlişkilerin "Sarı Duvar Kağıdı" Üzerinden Bir Analizi

Charlotte Perkins Gilman tarafından yazılmış bir hikaye olan “Sarı Duvar Kağıdı” oldukça tartışmaya açık ve okurun, ilişkiler hakkında eleştirel düşünmesini sağlayan bir öyküdür. İlişkiler bir dayanışmanın mutluluğu mudur yoksa onlar, bireyler için sadece bir engel mi? Romantik ilişkiler bireylere özgürlük sağlar mı yoksa bireyler için hayatı korkunç bir şekilde kısıtlar mı? Bu soruların cevabı kesinlikle ilişkinizin sağlıklı olup olmadığına bağlıdır. "Sarı Duvar Kağıdı"nda eş John baskıcı bir koca figürünü simgeler ve John aracılığıyla zehirli ilişkilerin, bireylerin omuzları üzerindeki genel yük açıklanmaktadır.

"Sarı Duvar Kağıdı"nda John, karısı adına her şeyi kontrol etmeye çalışan baskıcı bir koca olarak tasvir edilir. Zehirli ilişkilerde baskıcı bireyler, sevdikleri adına her şeyi kontrol etmek isterler. Bu hikayede eş, sadece John'un "rasyonel" yaşam anlayışıyla kontrol edilmekte ve yönetilmektedir. Örnek vermek gerekirse, John karısı ile birlikte başka bir eve taşınmaya karar verir ve yeni ev konusunda iyi hissedip hissetmediğini sormaz: "Biliyorsun, bu yer sana iyi geliyor" (25). Burada görürüz ki partnerinin tercihleri ve istekleri John için önem taşımamaktadır. Eş, John tarafından görülmemektedir ve duyulmamaktadır; öyle susturulmuştur ki ihtiyaçlarını dile getirmek için bile konuşmaz. Başka bir örnek ise karısına karısı bir çocukmuş gibi ne yapacağını emreden John'un tavırlarında görülebilir. John'un karısına küçük kız diye seslenmesi oldukça dikkat çekicidir. John, Karısı ayağa kalktığında sorar "Ne oldu küçük kız? Böyle dolaşma, üşürsün." (29). Pek çok zehirli ilişkide kadınlar; savunmasız, acınası, kırılgan küçük kızlar olarak görülmektedir ve erkekler onları kontrol etme sorumluluğunu üstlenmektedir (Tabii bir erkek de böyle bir durum ile karşılaşabilir, çoğunluk bazında konuşmaktayım.). Böylelikle, John, öykü boyunca baskıcı koca figürünü simgeler ve bunun onur kırıcı etkileri hikâyenin sonunda karısının delirmesiyle ortaya çıkar.

Zehirli partner ihtiyaçlarınızı görmezden gelmekte kalmaz, aynı zamanda insan potansiyelini küçümser ve kontrol ederler. "Sarı Duvar Kağıdı"nda John, karısını desteklemek yerine onu küçümseyen tavırlar sergileyerek zehirli ilişkilerde aşağılayıcı partner örneğini oluşturur. Örneğin, hikayede eş, “John geliyor ve bunu bir kenara bırakmalıyım, bir kelime yazmamdan nefret ediyor." (24) demektedir Görülüyor ki kadın bir şeyler yazmak istiyor ve yazmak, onu rahatlatıyor. Yine de bunu yapamıyor çünkü böyle zehirli bir ilişkide istekleri görmeden gelindiği gibi potansiyeli de küçümseniyor ve kontrol ediliyor. Çok sayıda yetenek, bu tür ilişkilerin ellerinde kayboluyor çünkü bu tür kontrolcü ve küçümseyici partnerler, yeteneklerin büyümesini engelliyor. Bu bir noktada, zayıf olmanızın ve başarısız olmanızın onlar için daha iyi olduğu anlamına geliyor; böylece onları hiçbir zaman bırakacak kadar güçlü hissetmeyebilirsiniz. Oysa, bu sadece bir illüzyon! Kısacası, hikaye, zehirli ilişkilerin bireyin omuzlarındaki yükünü ortaya koyar.

Son olarak, bu hikaye üzerinden zehirli ilişkilerde, kurbanın duygularının zehirli partner tarafından sömürüldüğünü görmekteyiz. Örneğin,"Sarı Duvar Kağıdı" nda kadın, "Onun sevgilisi, huzuru ve sahip olduğu her şeyi olduğumu ve onun iyiliği için kendime bakmam ve sağlığımı korumam gerektiğini söyledi." (28) derken kendisinin, kocasının sahip olduğu her şey olduğunu ifade ediyor. Zehirli bir partner, kendisinin kurbanına muhtaç olduğunu hisettirerek bir baskı unsuru oluşturmaktadır. Bir duygu istismarı söz konusudur. Zehirli ilişkilerde bireyler bu dünyada birinin partneri olmaktan daha fazlası olması gerektikleri gerçeğini görmezden geldikleri anlamına gelir. Hepimizin ulaşması gereken bir potansiyeli var. Ayrıca, her bireyin sevmesi gereken bir ailesi ve arkadaşları, özlem duyduğu arzuları, peşinden gidecekleri hayalleri ve çözülmesi gereken kişisel sorunları vardır. Bu hikayedeki kurban da kocası için isteyerek değil, duygusal istismar sonucu sanki suçluluk baskısıyla bir şeyler yapmaktadır. Başka bir deyişle, zehirli partnerler, kurbanlarına karşı suçlayıcıdır ve kurbanlarına onlarsız yaşayamayacaklarını hissettirirler. Gerçek şu ki, herkes bir diğeri olmadan yaşayabilir ve hepimizin bir diğeri olmadan yaşama yeteneği vardır. Onları tanımadığımız zamanlarda da yaşıyorduk; ve onlardan sonra var olmaya devam edebiliriz.

Sonuç olarak Charlotte Gilman, "The Yellow Wallpaper" hikayesi ile zehirli partnerler ve zehirli ilişkilerden kaynaklanan zararlı etkilerini tartışmaya açar. Birini sevdiğimizde, onlarla ilişkimizin zehirli olup olmadığını anlamak bazen zaman alabilir. Yine de, bizi zehirleyen bir ilişki istemeyiz, değil mi? Herhangi bir ilişkideki o zehirli insanların biz olup olmadığı üzerine tefekkür etmek de önemlidir. Her zaman kendimiz üzerinde çalışma ve gelişme fırsatına ve kapasitesine sahibiz. Bir ilişkide birini zehirlemek istemeyiz. Herhangi bir ilişki, romantik veya değil, bizi köleleştirmemeli; kendimizi ifade etmemizi engellememeli ve potansiyelimizi yoksullaştırmamalı. Aksine ilişkilerimiz bizi beslemeli ve daha güçlü hissettirmelidir, daha zayıf değil.

Kaynakça

Charlotte Perkins Gilman, “The Yellow Wallpaper” AE111 Coursepack, edited by Melis Günekan, Fall 2018

172 views0 comments
Post: Blog2_Post
bottom of page