top of page
Search

Bedenimiz, Ruhumuz, “Kendi Şarkımız”

Walt Whitman, şiirinde hem biçim hem de içerikteki olağanüstü yeniliklerle tanınan bir şairdi. Sadece lirik bir benliğin şiirini yazmakla kalmadı, aynı zamanda yeni ulusun ve toplumun sesi oldu. “Kendimin Şarkısı” toplumsal konulara değinen lirik bir benlik içeren Whitman şiirlerinden biridir. Bu noktada, Walt Whitman’ın “Kendimin Şarkısı” şiirinde; Amerikan kimliği, tasavvuftaki vahdet-i vücut ve demokrasi kavramları, ruh ve beden ikiliği ekseninde incelenebilir.


Öncelikle, Walt Whitman’ın “Kendimin Şarkısı” şiirinde hem dizelerdeki imalar hem de şiirinin biçimi, beden ve ruh ikiliği boyunca Amerikan kimliğini tanımlamaya hizmet eder. Örneğin, şiir öznesi “Dilim, kanımın her zerresi bu topraktan, bu topraktan olma / Burada doğmuşum, yine burada doğmuş ana babadan, onların ana babası da öyle.” demektedir. [1]Bu satırlarda, şiir öznesinin geçmişte Amerika'ya göç etmiş insanlara odaklandığı görülmektedir. Bu, Amerika'da yaşayan insanların bu göçmen babaların çocukları olabileceği ve hepsinin geçmişte farklı yerlerden göç etmiş olabileceği anlamına gelir. Ancak bu onları farklılaştırmaz, tam tersine ürettikleri Amerikan kimliği açısından onları birleştirir. Ayrıca bu şiirin biçimsel özelliklerine baktığımızda, şiirin serbest vezin kullanılarak yazıldığını görürüz. Serbestçe yazılan bu tür dizelerin şiirin bedenini, şiirin içeriğinin de ruhu temsil ettiği söylenebilir. Bu gövde, kafiyesiz birçok kısa ve uzun dizeden oluşur. Böylelikle, bu şiirin içeriğine hizmet eden farklı mısralar gibi, farklı milletlerden insanların bedenleri bir araya gelerek Amerikan kimliğini oluşturur. Bu ise bize, tüm ırkların ve kimliklerin ortak bir Amerikan kimliğinde eridiği anlamına gelen “eritme potası” terimini hatırlatabilir. Böylece Walt Whitman’ın “Kendimin Şarkısı” şiirinin Amerikan kimliğini inşa etmede önemli olduğunu görüyoruz.



İkinci olarak, Walt Whitman’ın “Kendimin Şarkısı” şiirinde, Whitman ruh ve beden ikiliğini tek bir parçada çözer ve böyle bir çözülüş, tasavvuftaki vahdet-i vücud düşüncesiyle büyük benzerlik gösterir. Vahdet-i vücud düşüncesine göre gerçek olan tek bir varlık vardır (o da Allah'tır) ve diğer her şey o varlığın gölgesidir. Başka bir deyişle, fiziksel dünyada gördüğümüz her şey o değerli varlığın sadece birer yansımasıdır: güneş, gökyüzü, çiçekler, diğer insanlar… Bu gölgelerin tümü tek bir varlıktan oluşur. Walt Whitman’ın “Kendimin Şarkısı” şiirinde, şiir öznesi “Çünkü bana ait her zerre bana olduğu kadar sana da ait.” dediği zaman, [2]bunu vahdet-i vücud anlayışı ile yorumlayabiliriz. Bu aynı olma durumu, aslında bizim bir varlığımızın olmadığı ve bizim, sadece bir bütünün parçası olduğumuz gerçeğiyle ilgilidir. Bedenlerimiz birbirinin bedenleriyle zıtlık içinde değil; aksine hepimiz biriz, bütünün parçalarıyız. Mevlana'nın dediği gibi "Sen okyanusta bir damla değilsin. Sen bir damladaki bütün okyanussun.” içimizde ilahi bir parça var, hepimiz aynı öze sahibiz. Whitman da kendi vücudundaki atomun sana ait olduğunu söyleyerek bunu ima ediyor. Yine, Whitman, bu şiirinde yine “görünen kanıtlar görünmeyeni”[3] diyerek aslında gölgelerden yola çıkarak hakiki varlığa, Allah’a, nihai varlığa dair bilgiye ulaşmaktadır. Ayrıca, “Kendimin Şarkısı” şiirinde Whitman, farklılıkların aynı kaynaktan geldiğini göstermek için vücudun organlarını birer sembol olarak kullanır. Örneğin, şiir öznesi “Başımın üstünde yeri var her organımın, vasfımın; candan / ve temiz her insanın organının, vasfının...” [4]demektedir. Bu, kişinin insanları bir vücudun organları olarak görme biçiminin, hepimizin bir başkasının parçası olduğumuz fikrini gösterdiği anlamına gelir. Her ne kadar farklı görünsek de hepimiz aynı kaynaktan gelen bir vücudun organlarıyız. Böylece Walt Whitman’ın “Kendimin Şarkısı” şiirinde vahdet-i vücud düşüncesinin izlerine rastlamak mümkündür.



Son olarak Walt Whitman’ın “Kendimin Şarkısı” şiirinde, yeni ulusun en önemli değerlerinden biri olan demokrasi kavramına değiniyor. “Duru ve tatlıdır ruhum, duru ve tatlıdır ruhum olmayan her şey.”[5] Burada, Whitman’ın beden, ruh ve duyu kavramlarını kullandığını okur görmektedir. Bu mısralarda şiirin sesi dediğimizde bize bir demokrasi bilinci sunduğunu görüyoruz. Bu, “ruhum olmayan” şeylerin de güzel olabileceği anlamına gelir. Benim düşüncem olmayan düşüncelere de saygı duyulur ve benim ten rengime sahip olmayan insanlar da benimle aynı değere ve düşüncelerini ifade etme hakkına sahiptir. Bu dizeler tüm bu alt manaları içermekte ve şairin ruhunun temizliği ve tatlılığı üzerinde durulmaktadır. Ardından şiirin sesi, başkalarının düşüncelerini simgeleyen berraklık ve tatlılığı kucaklar. Ayrıca şiirin sesi her konuşmanın konuşulmasına izin verdiği gibi her fikrin dile getirilmesine izin veren demokrasiye de izin verir: “İzin veriyorum konuşmaya her tehlikeli şeyi.”[6] Bu, Whitman'ın farklı fikirlere, kimliklere ve görüşlere yer verdiği anlamına gelir. Ayrıca şiirde persona farklı parfümler koklamakta ve şöyle demektedir: "Evler, odalar kokularla dolu, raflar tıka basa kokularla / İçime çekiyorum o ıtırı, biliyorum onu, hoşuma da gidiyor." [7]Bu noktada, şiirdeki birden fazla parfüm ve bu farklı parfümler demokrasiye dair farklı düşünceleri simgelemektedir. Başka bir deyişle şair, maddi ve algılanabilir bir kavram oluşturmuştur tıpkı parfümlerin soyut demokrasi kavramını simgelemesi gibi.


Sonuç olarak, Walt Whitman “Kendimin Şarkısı” şiirinde beden ve ruh ikilemini tahlil ederken yeni ulusun Amerikan kimliğine, vahdet-i vücuda ve demokrasi kavramına odaklanıyor. Bu şiirde ben ve sen “biz”e dönüşüyoruz ve bu dönüşüm modern dünyanın bencilliği dikkate alındığında oldukça önemlidir. İnsanlığın bencilliğinden ve tüm bu kavgalardan kurtulmanın en önemli yollarından biri, "atomlarımız birbirinin atomlarına ait olduğu" gerçeğini hatırlamaktır. Bence insanlar bu fikri benimseyip içselleştirdiklerinde, birbirlerine daha çok yardımcı olacaklardır. Sonuç olarak, bu birleşmiş eller ile toplum daha da gelişecek ve birlikte yüceltilecektir.


Kaynakça

Whitman, Walt. Çimen Yaprakları. Çev., Fahri Öz. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2019.

[1] Walt Whitman, Çimen Yaprakları. çev., Fahri Öz (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2019), 39. [2] A.g.e. 39 [3] A.g.e. 42 [4] A.g.e. 42. [5] A.g.e. 42. [6] A.g.e. 39. [7] A.g.e. 40.

55 views0 comments
Post: Blog2_Post
bottom of page